Tanzimat Dönemi’nin en önemli sosyal problemlerinden biri olan ‘esirlik’ konusunu ele alan Sergüzeşt, dönemin siyasi baskısına uğrayan ilk eserlerden biridir ki, romana yazdığı ön sözde yazar, ‘Kapımdaki hafiyelerin ayak seslerini, penceremden beni gözetleyen kaplan bakışlı gözlerini görürdüm; çünkü Sergüzeşt’e esaret aleyhinde başlamış ve ‘Hüriyetine !’ diyerek son vermiştim.‘ ifadesini kullanmıştır.
Sergüzeşt’te, Kafkasya’dan İstanbul’a getirilerek bir konağa satılan Dilber’in yaşadıkları ve bir paşanın oğluyla olan aşkı anlatılmıştır.
‘Esaret altındaki bir aşkın özgürlüğü, belki de bir ölümün ardında gizlidir.’
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.