“Kederli geçmişin örtüsünü yırtıp
n
Ateşin üstüne üstüne yürüyen kadınlar”dan söz ediyordun.
n
Merkür gibi yanmaktan ve kararmaktan çekinmeden
n
Onları sevemezsiniz, diyordun.
n
Yaşamak sıcaklığı sevip
n
Yanmaktan korkanlar için değildi
n
Bedelsiz zaferler de öyle...
n
n
Türkü diye bellediklerimiz için
n
Dua diyenler vardı orda.
n
Hakikatin izini sürenler...
n
Kibirden ar ederlerdi
n
n
Sobada yakılan portakal kokusu
n
Çökerdi odaya.
n
Turkuaz bir sabaha kalkar,
n
Hep bir nehrin kıyısı olurdunuz,
n
Her şey unutulduğunda bellekte
n
“Jin, Jiyan, Azadi”
n
Kadın, Yaşam, Özgürlük” diyen kadınlar kalırdı.
n
n
İri bir çiçek açıyorken duydum sesini,
n
Ayrılışını yaprakların gölgeden,
n
Küçük bir uğultuyla.
n
Derin bir sessizlik izledi bunu.
n
Yapraklarda terleyen damlalar usulca düşerdi
n
Ölüm ve yaşamın sınırında
n
Nefes nefese kalırdı biri.
n
n
Sözün büyüsüne ve hecenin gücüne sığınırdık.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n