Geride kalanları özleriz kimi zaman; “kırık dökük” anıları kalmıştır. “Kırık dökük” o anların her bir par-çası uçuşur zihnimizin derinlerinde. Birini bulduk mu yeni özlemler doğar; yeni parçalar toplamak için ilk bulduğumuzun peşinden gideriz, ekledikçe ekleriz birbirine “kırık dökük” anıların unutulmuş par-çalarını. Mazide bırakılan her ânı, biriktirip bizimle gez-dirmek mümkün değildir elbette; belki de daha iyidir böylesi.Ara ara fena olmaz gidip gezinmek eski sokak-larda, buluşmak unuttuğumuz simalarla, bakışmak eski sevgiliyle, koşturmak mahalle bakkalına, bürün-mek bayram havasına, tatmak annemizin çoktandır sofraya konmamış sıcak çorbasından… Ne var ki, çoğu “kırık dökük” anıları doldurduğu-muz mahzenin derinlerinde. Şair Zekeriyya Bican, geçmişine yaptığı yolculuklarda rastlaştığı “kırık dökük” de olsa çokça değerli anları, simaları, mekânları, tatları, kokuları biriktirdi zihninde, gönlünde. Mümkündür ki, bu par-çalar çoğumuzun hayat resmini bir yerlerde tamam-lar, oradan başka tablolara geçer, geçmiş zamanlara bir bilet olur, eski ufuklara yol açılır…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.