Veda…
nn
nn
Titrek bir sesim
nn
Kalem tutan, lakin uyuşan parmaklarım
nn
Damla damla gözlerimde birikmiş damlalar
nn
Gözlerimi kapatsam düşecek
nn
Kafamın içinde bir otogar
nn
Uğultular, vedalar
nn
Can yakan vedalar
nn
Kesilen nefesim
nn
Sıkarmışçasına düğüm düğüm
nn
Elimde fotoğrafın
nn
İlk gün çekildiğimiz fotoğrafın
nn
Nedense ilk gün değil de son gün geliyor aklıma
nn
Beni o gürültünün, o kalabalığın içinde yapayalnız bıraktığın gün!
nn
Beni, dağ gibi beni, arkandan diz çöktürüp bir çocuk gibi ağlattığın gün!
nn
Veda günü…
nn
Dizlerim yerde, ellerim boğazımda düğüm düğüm nefesimi kesmek istediğim gün!
nn
Çok şey söylemek isteyip de titrek sesimle söyleyemediğim gün!
nn
Köşe bucak kaçtığım
nn
Her köşede karşıma sen çıkarsın korkusuyla kaçtığım gün!
nn
Son veda…
nn
Son fotoğraf…
nn
“Birini nasıl bıraktıysanız onda bıraktığınız tek fotoğraftır,” demişler.
nn
Sen bende bıraktığın gibi kaldın!
nn
(Tanıtım Bülteninden)
nn
n