Arkadaşını Davet Et


KolektifAnı - Mektup - GünlükEleştirmen : Mehmet Yaşar Bilen'e Mektuplar - 1
KolektifAnı - Mektup - GünlükEleştirmen : Mehmet Yaşar Bilen'e Mektuplar - 1
M. Yaşar BilenAnı & Mektup & Günlük KitaplarıEleştirmen Mehmet Yaşar Bilen'e Mektuplar - 1

Eleştirmen Mehmet Yaşar Bilen'e Mektuplar - 1 (9789944188487)

0,00
Para Puan : 100
İndirim Oranı : %57 İndirim
KDV Dahil : $75.99
İndirimli : $30.77  + KDV
KDV Dahil : $32.92
Barkod : 9789944188487
10-20 Euro Kitaplar
KÜ-3

Eleştirmen Mehmet Yaşar Bilen'in Belgeliğinden Kitaba Dönüşen Mektuplar

Kemal Demiray, "Mektup"u "İnsanlar arasındaki sosyal ilişkilerden, kişisel ve sosyal sorunlar üzerinde düşünce alışverişi gereksinmesinden doğmuş bir anlatım yolu" olarak tanımlar. Ataç ise "…Her yazı mektuptur. Şiir, hikâye olsun; deneme, eleştirme olsun, hepsi birer mektuptur." der. Demiray, Ataç'ın bu değerlendirmesi üzerine "Her yazı bir mektuptur ama her yazı mektup gibi yazılmaz. Mektup yazan adam ille de bir konuda kalacağım diye çırpınmaz, oradan oraya geçer, yukarıda bir diyeceğini unutmuşsa onu aşağıya yazıverir, kendinden açar, ahbaplarını arkadaşlarını anlatır." diye belirtir düşüncelerini. Tarihin derinliklerinde kalan onca kişinin duygu ve düşüncelerini en sıcak en duygulu bir şekilde öğrenmek, mektuplar sayesinde olmuştur. Sultanlar, krallar, imparatorlar, düşünürler, bilim ve yazın insanları, politikacılar… duygu ve düşüncelerini dile getiren mektuplarla karşısındakilere kendilerini çok yönlü anlatmanın yolunu aramışlardır.

Tarihe baktığımızda; II. Murat'ın Evrenos Bey'e, Zaifi'nin Kanuni'nin damadı Rüstem Paşa'ya, Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi'nin dört hanımına, Namık Kemal'in Recaizade Mahmut Ekrem'e, Halit Ziya'nın Tevfik Fikret'e, Tevfik Fikret'in Süleyman Nazif ile Mehmet Emin Yurdakul'a, Ziya Gökalp'in kızlarına, Memduh Şevket Esendal'ın oğullarına, Ömer Seyfettin'in Ali Canip Bey'e, Orhan Kemal'in Fikret Otyam'a, Fikret Otyam'ın Orhan Kemal'e, Sabahattin Ali'nin, karısı Aliye Ali'ye; Orhan Veli'nin, sevgilisi Nahit Hanım'a; Aziz Nesin'in, oğlu Ali Nesin'e yazdıkları yazın dünyası için nasıl da değer taşır.

Atatürk'ün Özel Mektupları adlı yapıtta, onun yakın dostlarına yazdığı 80'den fazla mektup vardır. Savaş yıllarında, barış sonrasında yazılan onca mektup bir dönemin toplumsal yaşamına da ışık tutar. Halide Edip'in Mustafa Kemal'e, Yahya Kemal'in Cevdet Kudret'e, Ataç başta olmak üzere Varlık'ta yazan yüzlerce kişinin Yaşar Nabi Nayır'a, Yaşar Nabi Nayır'ın kendine yazan kişilere gönderdiği mektuplar, özellikle de Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e, Vâlâ Nurettin'e, Müzehher Vâ-Nû'ya, Memet Fuat'a yazdıkları, nasıl da değer taşır yazın tarihçilerince. Nâzım'ın "Piraye'ye Mektuplar"ını ise başlı başına bir klasik saymak yerinde olur. Batı Edebiyatında Virginia Woolf'un intiharın eşiğindeyken eşine, Ezra Paund'un James Joyce'a, Puşkin'in D. Suhoruk'a; Rimbaud'un Verlain'e, Verlain'in Rimbaud'ya, Lermantov'un Bayan M.A. Lopuhina'ya, Rilke'nin genç bir şair'e (Sevgili Bay Kappus'a) Kafka'nın, sevgilisi Milena'ya ve babasına yazdıkları, dünya edebiyatına yön veren yazarların iç dünyalarını öğrenmede önemli birer belge niteliğindedir.

Bugün mektuplaşmanın neresindeyiz. 80'li yıllara değin çoğu kişinin belgeliğinde binlerce mektup bulunurken, teknolojinin egemenliğini sürdürdüğü çağımızda, mektup artık yaşamımızdan bütünüyle çıkıverdi. Çoğu kişi birilerine mektup yazmıyor, birilerinden mektup da almıyor. Mesaj (ileti) gönderiyor, çetleşiyor. Bütün duygu ve düşünceler, internet dünyası içinde bir "tık"la hallediliyor. Gönderdiğiniz metnin yanıtını günlerce beklemiyorsunuz. Bir dakika sonra yanıtınız geliyor. Sonra da bu duygu ve düşünceler, bilgisayar kapanınca kararıp gidiyor. Elinizdeki kitap, mektuplaşmanın yoğun olduğu dönemin dünyasından süzülüp geliyor. Eleştirmen Mehmet Yaşar Bilen, 60'lı yıllardan 90'lara uzanan süreçte yazıştığı değerlerimizden aldığı mektuplardan bir seçme yapmış. Bugün birçoğunu yitirdiğimiz değerlerimiz, o yıllarda sevgiyle, coşkuyla büyük özveride bulunarak Bilen'e duygu ve düşüncelerini aktarmışlar. Bu yazılanlar onların yaşam ve yapıtlarına eklenen bir duyarlık, bir zenginlik olarak da algılanabilir.

Mektuplarda dönemin yayın sorunları, yayımlanan kitaplar, dergiler içinde bulunulan toplumsal koşullar, ödüller, bir yana; mektup yazanların sağlık ve ekonomik koşulları aynı kulvarda koştuğu kişilerle olan bağlantıları, değerlendirmeleri, eleştirileri, yayımlanan yapıtlarla ilgili görüşleri de ayrıntılı olarak yer alıyor. Bilen'e mektup yazan değerlerimizin kimilerinin adlarını vermek, yapıtın içeriğini anlaşılır kılmak açısından yeterlidir sanırız. İşte saatlerini zamanın yazı makinesinin (daktilo) başında mektup yazmak için geçiren değerlerimizin kimileri: Fakir Baykurt, Aziz Nesin, Fikret Otyam,
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR