Arkadaşını Davet Et


M. Gıyasi AydemirÖyküÇukurova Sıla Ben Gurbet
M. Gıyasi AydemirÖyküÇukurova Sıla Ben Gurbet
Seyfi KarahanHikaye (Öykü) KitaplarıÇukurova Sıla Ben Gurbet

Çukurova Sıla Ben Gurbet (9786059374224)

5,00
Tedarikçi : Karahan Kitabevi
Para Puan : 100
İndirim Oranı : %62 İndirim
KDV Dahil : $18.04
İndirimli : $6.41  + KDV
KDV Dahil : $6.85
Barkod : 9786059374224
Türk Edebiyatı 1
KÜ-1

On dördümde bir yaban çiçeğiydim, bir çekimlik taze gül kokusu. El değmedik bir damla berrak su sabah çiylerinden. Ürkek sarıasma; yuvasından uzak. Suya yenice düşmüş nilüfer; kurbağadan korkan. Asmasız koruk; ermekten tedirgin. Bir tutam mavi ay ışığı; kırılgan. İnceden bir delikanlı; çakır, sarışın, dik baş. On dördümde bir gurbet ezgini Adana'da.

Gurbetçilikte tez büyürmüş insan, ben de hızla büyüyecektim. Daha gelir gelmez Tanrı'nın kaybedip Allah'ın kazandığını, Nihal Atsız'ın siyaset oyununda nasıl yandığını görecektim.

Keyiflenince "allöş", su içer gibi "lan" ama illa ekmeği bölüşür gibi "gardaş" demeyi, tabla kebapçılarından yeşil liğime turunç sıkıp turşu sulu, "deneli" şalgamla kebap yemeyi, Pekçabuktan gömlek, Şahandan kundura giymeyi, İstiklal Mahallesiyle Eskiistasyon'un yazlık sinemalarında "Bade" gazozu içip çekirdek çintmeyi, iponu, façayı, kelleyi, paçayı, Adana sokaklarında kızlara laf atılmayacağını, öfkesi ani "del"aanlı"lara kafa tutulmayacağını burnuma yediğim bir kafayla, barışmayı dövüştük-ten sonra içtiğimiz çayla, İnce Cumali'yi, Asfalt Rıza'yı, Garagatur Duran'ı, Kuruköprü'de şeker kamışı somurmayı, Lunaparkta tek saçmayla Kent, Pallmall vurmayı, rakı içerken kaçıncı kadehte, hangi şarkıda, kimin şiirinde durmayı, yaban elde insanın harçlıksız kaldığını ve Adananın yollarının taşlık olduğunu; horoza "horuz", bisiklete "teker" demeyi, Erkek Liseli iken maçlarda Kız Lisesini desteklemeyi, Emirgan Çay Bahçesini, Mavi Köşeyi ve dizimin altına mendil serip kırk yıllık külhanbeyi gibi of çekmeyi öğrenecektim.

Kışlık Ünal, Çelik, Lüks, Asri, Erciyes sinemalarını, Alsaray'ın "Love Story" ile açılışını, Arzuda "Emmanuelle"in dökülüp saçılışını görecektim. Bir gece yarısı Havuz Pavyon'un kapısında fedailere toslayınca az kalsın korkudan ölecektim.

Orhan Kemal'i, Yaşar Kemal'i, Muzaffer İzgü'yü, Demirtaş Ceyhun'u, Yılmaz Güney'i, Abidin Dino'yu, Yılmaz Duru'yu, Nihat Ziyalan'ı, İrfan Atasoy'u, Melek Görgün'ü, Bilal İnci'yi, baharda okulu kırıp Baraj'da çimmeyi, bici biciyi, elvan çeşit böcüğü, Halit Araboğlu'nu, yeni yetme Müslüm Gürses'i, İzzet Altınmeşe'yi, Mahzuni Şerif?i tanıyacaktım. "İnce Memed" olacaktım "Apti Ağa"lara karşı, "Boynu Bükük Öldüler"le boyunların nasıl büküldüğünün ve yoksulların zorlu hayat fırtınasında hazan yaprağı gibi nasıl döküldüğünün, Karacoğlan şiirinden Ercan Kont'un sesiyle kızların gözünde nasıl emmi olunduğunun ve makkapla sakalın nasıl yolunduğunun farkına varacaktım. "Sevda Yüklü Kervanlar"ı, "Bir Dilim Beyaz Peynir Yarım Şişe de Şarap"ı, "Amerika Katil Katil"i kişisel marşım sayacaktım.

Pansiyonda yan yana ranzalarda yatacaktım "hemşerim" Ramazan'la.
Aynı sırada oturacaktım Muhlis ve Aydın'la.
İlk şiir karalamalarım, ilk sevda yaralarım...
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 128

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Karahan Kitabevi
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR