Adamla birlikte odasına giderken kapının arkasına yaslanarak ağlamaya başladı. Adam ona bakarak, “Ben seni ve hikayeni bilerek buraya geldim. Mircea hepimize senden bahsetti ama senin için en çok parayı veren ben oldum. Sırf yanına gelmek için ve senin beni reddedeceğini bile bile geldim. Başkaları gelseydi sana çok daha kötü davranabilirdi.” dedi.Alex meraklı gözlerle erkeğe baktı. Adamın ismini bile hatırlamıyordu, belki de söylememişti bile. Asla bir erkeğe güvenemezdi artık. Hayatla tek başına mücadele etmek istiyordu. Ömer’in gelişimini uzaktan izlemek zorundaydı. Bir gün onun yanında olacağı günün hayalini kuruyordu. Alex’in Romanya’da başlayan trajik öyküsü Türkiye’ye kadar uzandı. Acele verilmiş kararlar mı, yanlış seçimler mi diyelim Alex’i doğduğu yerlerden çok uzak yerlere savur-muştu. Şimdilik en azından yanlış yaptığı evlilikten kurtul-muş, kendini İstanbul’a atmıştı. Sıra oğluyla kucaklaşağı zamandaydı. Alex’in talihsiz serüvenini bir solukta okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.