Arkadaşını Davet Et


KolektifEkolojiÜç Ekoloji Sayı: 8 Doğa, Düşünce, Siyaset
KolektifEkolojiÜç Ekoloji Sayı: 8 Doğa, Düşünce, Siyaset
KolektifEkoloji KitaplarıÜç Ekoloji Sayı: 8

Üç Ekoloji Sayı: 8 (9786055895143)

5,00
Marka : Kolektif
Para Puan : 100
İndirim Oranı : %55 İndirim
KDV Dahil : $27.64
İndirimli : $11.63  + KDV
KDV Dahil : $12.44
Barkod : 9786055895143


Üç Ekolojinin 8. sayısında ilk kez neredeyse bir özel sayı yapıyoruz. Bu özel sayının konusunun "Yeşiller ve Sosyalizm" olması şaşırtıcı değil elbette. Yeşil hareketin kırk yıllık tarihinde bundan daha çok tartışılmış, hareket içinde bundan daha çok çatışma nedeni olmuş, üzerinde daha çok yazı yazılmış konu azdır. Üç Ekolojide bu konuya ilk kez derli toplu eğilmeye karar verdiğimiz zaman ortaya kapsamlı bir dosya çıkacağını biliyorduk. Ama böyle olunca başka pek bir yazıya yer kalmadı.
Dosya yazılarımız dışında sadece olmazsa olmaz iki köşemize yer ayırabildik: Yeşil düşünce klasiklerinde Almanyanın öncü sanatçılarından Joseph Beuysun Alman Yeşillerinin kuruluş sürecinde önemli yeri olan 1978 tarihli bir manifestosuna yer verdik. Bu sayının büyük "politikadan düşünceye" röportajında ise Türkiyede çevre hareketinin en eski ve saygın isimlerinden Oktay Demirkanı ağırladık. Bu yazılar dışında 8. sayımız tamamen Yeşiller ve Sosyalizm dosyasından oluşuyor.
Dosyanın içeriğine gelince... Öncelikle üç orijinal söyleşiden söz etmemiz gerekiyor. Bu özel söyleşilerin ilkini Türkiyede "Yeşiller ve Sosyalizm" konusunu ilk kez gündeme getiren ve bu konuda bir de kitap yazan Tanıl Bora ile yaptık. Tanıl Bora 20 yıl önceki durumla bugünün karşılaştırması ve solun yeşil politikayla ilişkisi hakkında zihin açıcı yorumlarda bulundu. İngiltere ve Galler Yeşil Partisinin eski eş sözcülerinden Derek Wall kendisiyle yaptığımız söyleşide yeşil bir ekososyalist olarak güncel politikada solla yeşillerin ilişkisi açısından ilginç değerlendirmeler yaptı. Alman Yeşillerinin sol kanadından Albert Statzla yaptığımız söyleşi ise dünyada bu konudaki parti içi ayrışmaların en iyi bilinen örneği olan Alman Yeşillerinde yeşillerle sosyalistlerin ilişkisine dair içeriden gözlemlerle dolu: Hem tarihsel, hem de güncel bir bakışla...
Alman Yeşillerinin "realo" kanadından Helmuth Lippeltin yazısını da Albert Statz söyleşisiyle birlikte okumak gerekli. Aynı partinin iki rakip kanadından aynı dönemin değerlendirmesini ardarda okumak dönemi ve yeşil hareket içindeki sosyalizm tartışmasının kökenlerini anlamak için iyi bir şans.
Dosya yazılarımız içinde Robyn Eckersleyin temel öneme sahip "Sosyalizm ve Eko-merkezcilik" yazısını da Ayşem Mertin, Dilaver Demirağın ve Şadi İdemin yazılarıyla birlikte değerlendirmek gerek. Yeşil taraftan yapılmış bu kadar detaylı Marksizm (ve ekososyalizm) eleştirileri Türkiyede bir ilk çünkü. Ümit Şahinin yeşillerle sosyalizmin tarihsel kesişme noktasının anti-Marksist ve anarşist olduğu iddiasında bulunduğu yazısı da dosyaya yapılan özgün katkılardan bir diğeri.
Üç Ekolojinin sosyalizm dosyası her ne kadar ağırlıklı olarak yeşil (ve yeşil ekososyalist) taraftan gelen katkılardan oluşuyorsa da, soruşturma bölümünün de Türkiyenin bazı önde gelen sosyalist yazar ve aktivistlerinin konu hakkındaki görüşlerini yansıtması açısından son derece ilgi çekici olduğunu düşünüyoruz. Soruşturma bölümü dosyamızı bir tür diyaloğa dönüştürüyor.
Türkiyede yeşil politika ilk kez daha çok sosyalistler tarafından savunuldu, yeşil düşünce de sosyalistlerin başlattığı bir tartışma olarak gündeme geldi. Üç Ekolojinin ilk sayısında Melih Ergen Türkiyede yeşillerin en önemli eksiğinin Marksizmle hesaplaşmasını tamamlamaması olduğunu söylemişti. Bu görüşün bir dönem için belirleyici olduğu aşikar. Ama biz bugün yeşil düşüncenin sosyalizm karşısında savunmada olduğu fikrine katılmıyoruz. Tam tersine bugün zeminini kaybetmeye başlayan sosyalist ve Marksist akımların yeşil düşünceyle ve yeşillerin ortaya koyduğu politik gündemle hesaplaşması gerekiyor.
Dünya ve insanlık nihai bir yol ayrımında. Ekolojik yıkım artık bir öngörü değil. Yeşiller son kırk yıldır sömürü, mülkiyet ve paylaşım sorunlarının ötesine geçip bu yıkımdan kurtulmak için yeni düşünceler ve politik araçlar geliştiriyorlar. Geçen yüzyılı belirleyen sosyalist fikriyatın yeşil düşünce karşısında kendini yenilemesi bile yeterli olmayabilir artık.
Üç Ekolojinin bu özel sayısı böyle bir iddianın dışa vurumudur.



bSayfa Sayısı: 192

Baskı Yılı: 2010


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yeni İnsan Yayınevi

5-10 Euro Kitaplar
KÜ-3

Üç Ekoloji'nin 8. sayısında ilk kez 'neredeyse' bir özel sayı yapıyoruz. Bu özel sayının konusunun "Yeşiller ve Sosyalizm" olması şaşırtıcı değil elbette. Yeşil hareketin kırk yıllık tarihinde bundan daha çok tartışılmış, hareket içinde bundan daha çok çatışma nedeni olmuş, üzerinde daha çok yazı yazılmış konu azdır. Üç Ekoloji'de bu konuya ilk kez derli toplu eğilmeye karar verdiğimiz zaman ortaya kapsamlı bir dosya çıkacağını biliyorduk. Ama böyle olunca başka pek bir yazıya yer kalmadı.
Dosya yazılarımız dışında sadece olmazsa olmaz iki köşemize yer ayırabildik: Yeşil düşünce klasiklerinde Almanya'nın öncü sanatçılarından Joseph Beuys'un Alman Yeşilleri'nin kuruluş sürecinde önemli yeri olan 1978 tarihli bir manifestosuna yer verdik. Bu sayının büyük "politikadan düşünceye" röportajında ise Türkiye'de çevre hareketinin en eski ve saygın isimlerinden Oktay Demirkan'ı ağırladık. Bu yazılar dışında 8. sayımız tamamen Yeşiller ve Sosyalizm dosyasından oluşuyor.
Dosyanın içeriğine gelince... Öncelikle üç orijinal söyleşiden söz etmemiz gerekiyor. Bu özel söyleşilerin ilkini Türkiye'de "Yeşiller ve Sosyalizm" konusunu ilk kez gündeme getiren ve bu konuda bir de kitap yazan Tanıl Bora ile yaptık. Tanıl Bora 20 yıl önceki durumla bugünün karşılaştırması ve solun yeşil politikayla ilişkisi hakkında zihin açıcı yorumlarda bulundu. İngiltere ve Galler Yeşil Partisi'nin eski eş sözcülerinden Derek Wall kendisiyle yaptığımız söyleşide yeşil bir ekososyalist olarak güncel politikada solla yeşillerin ilişkisi açısından ilginç değerlendirmeler yaptı. Alman Yeşilleri'nin sol kanadından Albert Statz'la yaptığımız söyleşi ise dünyada bu konudaki parti içi ayrışmaların en iyi bilinen örneği olan Alman Yeşilleri'nde yeşillerle sosyalistlerin ilişkisine dair içeriden gözlemlerle dolu: Hem tarihsel, hem de güncel bir bakışla...
Alman Yeşilleri'nin "realo" kanadından Helmuth Lippelt'in yazısını da Albert Statz söyleşisiyle birlikte okumak gerekli. Aynı partinin iki rakip kanadından aynı dönemin değerlendirmesini ardarda okumak dönemi ve yeşil hareket içindeki sosyalizm tartışmasının kökenlerini anlamak için iyi bir şans.
Dosya yazılarımız içinde Robyn Eckersley'in temel öneme sahip "Sosyalizm ve Eko-merkezcilik" yazısını da Ayşem Mert'in, Dilaver Demirağ'ın ve Şadi İdem'in yazılarıyla birlikte değerlendirmek gerek. Yeşil taraftan yapılmış bu kadar detaylı Marksizm (ve ekososyalizm) eleştirileri Türkiye'de bir ilk çünkü. Ümit Şahin'in yeşillerle sosyalizmin tarihsel kesişme noktasının anti-Marksist ve anarşist olduğu iddiasında bulunduğu yazısı da dosyaya yapılan özgün katkılardan bir diğeri.
Üç Ekoloji'nin sosyalizm dosyası her ne kadar ağırlıklı olarak yeşil (ve yeşil ekososyalist) taraftan gelen katkılardan oluşuyorsa da, soruşturma bölümünün de Türkiye'nin bazı önde gelen sosyalist yazar ve aktivistlerinin konu hakkındaki görüşlerini yansıtması açısından son derece ilgi çekici olduğunu düşünüyoruz. Soruşturma bölümü dosyamızı bir tür diyaloğa dönüştürüyor.
Türkiye'de yeşil politika ilk kez daha çok sosyalistler tarafından savunuldu, yeşil düşünce de sosyalistlerin başlattığı bir tartışma olarak gündeme geldi. Üç Ekoloji'nin ilk sayısında Melih Ergen Türkiye'de yeşillerin en önemli eksiğinin Marksizmle hesaplaşmasını tamamlamaması olduğunu söylemişti. Bu görüşün bir dönem için belirleyici olduğu aşikar. Ama biz bugün yeşil düşüncenin sosyalizm karşısında savunmada olduğu fikrine katılmıyoruz. Tam tersine bugün zeminini kaybetmeye başlayan sosyalist ve Marksist akımların yeşil düşünceyle ve yeşillerin ortaya koyduğu politik gündemle hesaplaşması gerekiyor.
Dünya ve insanlık nihai bir yol ayrımında. Ekolojik yıkım artık bir öngörü değil. Yeşiller son kırk yıldır sömürü, mülkiyet ve paylaşım sorunlarının ötesine geçip bu yıkımdan kurtulmak için yeni düşünceler ve politik araçlar geliştiriyorlar. Geçen yüzyılı belirleyen sosyalist fikriyatın yeşil düşünce karşısında kendini yenilemesi bile yeterli olmayabilir artık.
Üç Ekoloji'nin bu özel sayısı böyle bir iddianın dışa vurumudur.



Sayfa Sayısı: 192

Baskı Yılı: 2010
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR