Arkadaşını Davet Et


KolektifYönetim / İş Geliştirme / KaliteZoru Başarmak: 10 Bin Kişinin Yolculuğu
KolektifYönetim / İş Geliştirme / KaliteZoru Başarmak: 10 Bin Kişinin Yolculuğu
KolektifYönetim / İş Geliştirme / KaliteZoru Başarmak: 10 Bin Kişinin Yolculuğu

Zoru Başarmak: 10 Bin Kişinin Yolculuğu (9786257008259)

0,00
Marka : Kolektif
Tedarikçi : YEM Yayın
Para Puan : 100
İndirim Oranı : %49 İndirim
KDV Dahil : $47.32
İndirimli : $22.56  + KDV
KDV Dahil : $24.13
Barkod : 9786257008259
KÜ-8

Türkiye’nin ilk özel telekom ArGe’sini 1973 yılında kuran Türkiye’nin öncü teknoloji şirketi Netaş’ın 53 yıllık kurumsal tarihini anlatan Zoru Başarmak: 10 Bin Kişinin Yolculuğu adlı kitap Netaş ve YEM Yayın işbirliğiyle yayımlandı.
Kitap, 1875 yılının bir Haziran günü Alexander Graham Bell’in telefonu icadıyla başlıyor. Ardından Osmanlı döneminde Posta Nezareti’nin kurulması; genç Cumhuriyet ile birlikte PTT’nin devreye girmesi; 1960’larda Netaş’ın kurularak haberleşme alanında öncülüğü üstlenmesi; Netaş’ın ekonomik, teknolojik, siyasi, sosyal zorlukları aşıp sürekli gelişerek ve yenilenerek günümüzdeki ilham veren lider konumuna ulaşması...
Bir kurum tarihinin ötesinde, Türkiye teknoloji tarihini belgelemek açısından da oldukça değerli çalışmanın ortaya çıkması için araştırmaları üstlenen ve metinleri kaleme alan Rıdvan Akar, kitabın “Sunuş” bölümünde şunları söylüyor:
 “...Kurumsal tarih araştırmaları ülkemizde 1990’lardan sonra önem kazandı. Gerek Türkiye’de sadece 75 firmanın 100 yıllık geçmişe sahip oluşu, gerekse ‘kurucuların’ yaşamını kaybetmesiyle koskoca kurumsal geçmişlerin silinmesi nedeniyle o izlerin peşinde koşulmasına dönük merak, bu tür araştırmaların önünü açtı...
Kurumsal kültür Netaş’ta anlatılan değil, yaşanan ve yazılan, yani kendini her defasında yeniden üreten bir tarihti. Bu bağlamda Netaş’ın öyküsüne baktığımızda ilginç kilometre taşları görebiliyoruz. Kuruluş ve gelişim sürecinde Netaş çokuluslu bir ortaklıktı. Ama ilginçtir ki Türkiye’deki karşılığı kârlılık değil, zaruretler ve ihtiyaçlardı. Ülkenin en önemli sorunlarından biri olan haberleşmede yaşanan sıkıntı ve açığın giderilmesi için kurulmuştu Netaş.
Kurulduğu tarihten itibaren de ülkemizin mühendislik okuyan öğrencileri için bir ideale ve çekim merkezine dönüşmüştü. Zira teknolojiyi ve ArGe çalışmalarını bu kadar yürekten benimseyen, daha da önemlisi bilgiyi kamusallaştırarak kolektif kültürün bir parçası haline getiren, yani bir mühendisin gelişmesi ve öğrenmesi için çaba gösteren başka bir yapı yoktu. Onun içindir ki Netaş’a girmek, bir mühendis için ayrıcalık demekti, hayata 1-0 önde başlamaktı. Netaş’ın kurucu yabancı ortağı Nortel açısından da bu kurumda yetişen mühendislerin bilgi, birikim ve donanımları yıllar içinde önemli bir girdiye/kaynağa dönüşecekti. Bu süreçte çokuluslu firmanın –Nortel’in– teknolojisi ve kültürü ile başlayan bir dinamik, zaman içinde bütünüyle ‘yerli’ bir sentezin oluşmasını sağlayacaktı. Netaş, Türkiye’nin telekomünikasyon alanındaki ihtiyaçlarının ürünüydü. Bu ihtiyaçlarsa dünyanın ve teknolojinin değişimi ile sürekli olarak farklılaşıyor ve Netaş’ın da bu dönüşüme ayak uydurması gerekiyordu. Düşünün ki 60’lardan 80’lerin sonuna kadar Türkiye’nin yapısal sorunlarından biri olan haberleşmeye damgasını Netaş vurmuş, ülkenin bu ihtiyacının giderilmesinin asli unsuru olmuştu. Ancak 90’lardan itibaren kablolu telefonlar artık ‘eski teknoloji’ kabul ediliyor ve ihtiyaçlar farklılaşıyordu. Daha da önemlisi sektör çeşitleniyor ve başlangıçta tanımlanan misyonun yerini rekabet alıyordu. Netaş’ın önemli alametifarikalarından biri de bu dönüşümlerde gereken uyum mekanizmalarına sahip olmasıydı.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Netaş bu misyonunu 53 yıl boyunca yerine getirdi. Bu zaman diliminde giderek ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu bir başka eksikliğin liderliğine soyundu. Demiştik ki ihtiyaçlar teknolojiyle değişmişti. İşte bu değişime ayak uyduran ve daha önemlisi geliştiren firmaların ayakta kaldığı bir çağda, telekomünikasyon/bilişim sektöründe Netaş, ArGe konusunda ülkenin öncü kurumuna dönüştü.
Kitabımız, monografik bir anlatımla en çok bu sürecin altını çizmeyi hedefliyor. Zira Türkiye’de ArGe konusunda strateji oluşturan, istihdam yapısının neredeyse yüzde 40-50’sini bu stratejiye göre planlayan ve daha önemlisi, gerçekleştirdiği ArGe çalışmaları ile başta sa

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR