Arkadaşını Davet Et


Philipp VandenbergReferans KitaplarPriamos’un Hazinesi
Philipp VandenbergReferans KitaplarPriamos’un Hazinesi
Deniz ÇabukTarihi Referans KitaplarPriamos'un Hazinesi Heinrich Schliemann Troya'yı Nasıl Buldu?

Priamos'un Hazinesi Heinrich Schliemann Troya'yı Nasıl Buldu? (9789755452265)

0,00
Para Puan : 100
İndirim Oranı : %54 İndirim
KDV Dahil : $44.78
İndirimli : $19.25  + KDV
KDV Dahil : $20.60
Barkod : 9789755452265


Hakkında ne söylenirse söylensin, sonuçta Heinrich Schliemann adı. yüzlerce yıl sonra yeniden gün yüzü gören Troyadan bağımsız olarak düşünülemez. Bu yüzdendir ki onun yaşamöyküsünü okurken, Troyanın hüzünlü öyküsüne de tanıklık etmiş oluyoruz. Troyaya ulaşmayı yaşamının bir amacı haline getiren Schliemannın en temel referansı Homerostur. Onun eserlerini okuyarak. 1870lerin başında Priamosun talihsiz kenti Troyaya ulaşır.

Schliemanndan geriye kalan binlerce belgeyi inceleyen Philipp Vandenberg, Troyanın yeniden keşfinin onda nasıl bir tutku haline geldiğini bize şu sözlerle anlatıyor: Troyanın üzerine çöken boğucu yaz sıcağı henüz etkisini kaybetmemişti. Schliemann ilk geceyi kuş sürülerinin ve binlerce ağustos böceğinin kulakları çınlatan gürültüsü eşliğinde. Hisarlık1 ın toprak zeminine yatarak geçirmişti. Karanlığa gömülmüş heybetli tepe önünde uzanıyor ve gizemiyle onu heyecana boğuyordu. Orada sanki Homerik yaratık Polyphem çıplak zeminde uykuya yatmıştı. Nereden başlamalıydı? Schliemannın gözleri uyuyan bir canavara dönüşmüştü. Karanlıkta toprak zemine baktıkça, beyaz mermerden yapılmış tapınak ve sarayları, merdivenleri, sunakları, cadde ve meydanları, değerli heykelleri, paha biçilmez kaplarıyla, Homeros kahramanlarının süslü şehri Troya gözlerinin önünde canlanıyordu. Hayır, Homerosun dokunaklı bir şekilde tarif ettiği bu şehir, Hadeste iz bırakmadan kaybolmuş olamazdı, llyon varlığından izler bırakmış olmalıydı ve Heinrich Schliemann onu mutlaka bulacaktı.



bSayfa Sayısı: 476

Baskı Yılı: 2013


Dili: Türkçe
Yayınevi: Telos Yayıncılık

Tarih Kitapları 3
KÜ-6

Hakkında ne söylenirse söylensin, sonuçta Heinrich Schliemann adı. yüzlerce yıl sonra yeniden gün yüzü gören Troya'dan bağımsız olarak düşünülemez. Bu yüzdendir ki onun yaşamöyküsünü okurken, Troya'nın hüzünlü öyküsüne de tanıklık etmiş oluyoruz. Troya'ya ulaşmayı yaşamının bir amacı haline getiren Schliemann'ın en temel referansı Homeros'tur. Onun eserlerini okuyarak. 1870'lerin başında Priamos'un talihsiz kenti Troya'ya ulaşır.

Schliemann'dan geriye kalan binlerce belgeyi inceleyen Philipp Vandenberg, Troya'nın yeniden keşfinin onda nasıl bir tutku haline geldiğini bize şu sözlerle anlatıyor: Troya'nın üzerine çöken boğucu yaz sıcağı henüz etkisini kaybetmemişti. Schliemann ilk geceyi kuş sürülerinin ve binlerce ağustos böceğinin kulakları çınlatan gürültüsü eşliğinde. Hisarlık1 ın toprak zeminine yatarak geçirmişti. Karanlığa gömülmüş heybetli tepe önünde uzanıyor ve gizemiyle onu heyecana boğuyordu. Orada sanki Homerik yaratık Polyphem çıplak zeminde uykuya yatmıştı. Nereden başlamalıydı? Schliemann'ın gözleri uyuyan bir canavara dönüşmüştü. Karanlıkta toprak zemine baktıkça, beyaz mermerden yapılmış tapınak ve sarayları, merdivenleri, sunakları, cadde ve meydanları, değerli heykelleri, paha biçilmez kaplarıyla, Homeros kahramanlarının süslü şehri Troya gözlerinin önünde canlanıyordu. Hayır, Homeros'un dokunaklı bir şekilde tarif ettiği bu şehir, Hades'te iz bırakmadan kaybolmuş olamazdı, llyon varlığından izler bırakmış olmalıydı ve Heinrich Schliemann onu mutlaka bulacaktı.



Sayfa Sayısı: 476

Baskı Yılı: 2013


Dili: Türkçe
Yayınevi: Telos Yayıncılık
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR