Fatma Nur Kaptanoğlu, tutkuyu yüksek duygularda arayan bir yazar değil. Aksine, sabah uyandığımızda, yanı başımızda olup biten sıradanlığı, tutkuyla perçemleyip öyküleştiriyor. Soğuk sodaya sıkılan limonun çekirdeğinin sodaya düşmemesi için gösterilen dokunuş duyarlılığı, bekleme odasındaki meraklı gözlerin hapsindeyken deri koltukların gıcırtısı, takma dişlere takılan gül lokumunun yaşlılıkla cebelleşmesi, kavurucu yaz sıcaklarında ıslak lastik terliklerin ayak uçlarından bedene yayılan anlık serintisi... Kaplumbağaların Ölümü, yaşıyor olmanın, gezegen kadar ağır, kaplumbağalar kadar hafif, mikro çekim öykülerinden oluşuyor. Raskol’un Baltası’na hoş geldin Fatma Nur Kaptanoğlu!
(Tanıtım bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.