Günümüzde artık bir tür performansa dönüşmüş bulunan şiirin geçen yüzyıldaki en gümrah evlatlarından Attila József, “İyiydi, şen şakraktı, ama yok saydılar mı / doğru bildiklerini, orda belki dikbaşlı.” dizeleriyle tanıttığı Özgüvarlığının bedelini trajik bir yaşam ve ölümle ödedi; ancak müesses kötülük nizamıyla mücadelesinin semeresi olan alışılmadık yoğunluk ve özgünlükteki şiiri hâlâ dipdiri.Tıpkı Hölderlin gibi uçurumun kenarında, hatta Lenz misali “ellerinin üstünde yürümeye” çalışarak en parıltılı ve yürek parçalayıcı şiirlerini yazarken bir yük treni altında tükenen son nefesine kadar özgürlük, sevgi, akıl ve insanca yaşam uğruna haykıran Attila József’in trajedisi, aslında gizli bir zaferi muştuluyor hepimize. Şairin umudunun nabzı, durmadan yankılanan sesini ölümünden neredeyse yüz yıl sonra keşfedecek olanlar için “Biraz Nefes” başlıklı şiirinin son dizelerinde atıyor:Büyüdüm artık. Birikiyor gitgidedişlerimde yabancı maddeler,ölümün kalbime çöreklenmesi gibi. Ama haklarım var hâlâne ruh ne de balçığım henüzgerçi postum da pek öyle kıymetli değil kitek laf etmeden vakarla katlanayım,özgür olmayışıma!Hükümdarım içimden hükmeder bana!Hayvan değil insanız –düşünen canız biz! Bir kayıt verisi olamazarzuyu beslerken yüreklerimiz.Gel ey özgürlük! Yeni bir düzen doğur bana,doğru sözle eğit ve bırak oynasınsenin bu güzel, ağırbaşlı evladın!
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.