İnsanlık tarihi doğadan duaya bir yol alış olarak da değerlendirilebilir.
n
n
İnsan, “kültür” aracılığı ile bir parçası olmaktan, hâkimi olmaya doğru konum değiştirdiği doğadan kopmasıyla ortaya çıkan boşluğu “dua” ile doldurdu.
n
n
Canlı varlık insanın doğaya yabancılaşması ve kendini “canlı-üstü” sayar hâle gelmesiyle koşut biçimde, doğanın yerine konulan doğaüstü varlıklara yakarı, maneviyatın temeli oldu.
n
n
Kısaca, doğa gitti dua geldi!..
n
n
Elinizdeki kitap, yukarıdaki iddiaları temellendirme yolunda özellikle endüstri devrimi sonrası yapıp etmeleri itibarıyla bir “doğa zararlısı” hâline gelmiş insanın inançla teşrik-i mesaisine günümüz dünyasında bakan, eleştirel ve çözümleyici antropolojik denemelerden oluşuyor.
n
n
Ve insanın doğaya yabancılaşmadan çıkma, kendi iyiliği ve geleceği için doğanın kendisine öncelikliliğini sağlama yolunda, Nâzım’ın şu dizelerini her türden ayin ya da merasimin merkezine bir “dua” gibi oturtmayı öneriyor:
n
n
Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm.
n
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
n
ya dünyamıza inecek ölüm…
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n