İntiharı ile ardında acılar, pişmanlıklar, hesaplaşmalar, gizli öfkeler bırakırken; sevenlerinin kalbinde varlığını sürdüren Kemal...
n
Hatıralarında en güzel anıları barındıran yere yıllar sonra dönerek geçmişle bugünü bir arada yaşan Vuslat`ın; Kemal`e, hayata en çok da kendine küskünlüğü...
n
Vakitsiz kayıpla acıya düğümlenmiş Güzin Hanım`ın zamandan kopup, kendi içine saklanma isteği...
n
Kimsesizliğine inat etrafındaki herkese kimse olup, dünyayı kucaklarmışçasına hayata ve insanlara sevgisiyle sarılan Nana...
n
İlk aşkını kalbinin derinliklerinde yaşatıp korurken, umutsuzluğa başkaldırıp, sevgisinden vazgeçmeyen Oğuz...
n
Bir hayalle başa çıkabileceğini düşünen Nilgün...
n
Herkesçe suçlu bulunurken, mutluluğu seçme cesareti gösteren Zuhal...
n
Biricik evladını törenin kanlı hesabından kurtarmak için kaderden saklanan Beyza Gelin...
n
Kumru Kız, Hazan, Sultan Kadın, Dadi, Hacer Hanım, İbrahim Usta...
n
Bütün bu isimler ve hikâyeleri Laz dilinde `uzak yer` anlamına gelen Petra`da buluşur. Birbirine benzemeyen hayatların iç içe geçmiş kederleri, mutlulukları, hayalleri, umutları, kaderle sınavları Vuslat`ın gözünden anlatılırken, Petra; uzağı yakınlaştırmak, unuttuklarımızı hatırlamak, baktıklarımızı görmek adına romanlaştırılmıştır.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n