Saadetler şehrinde her şey, her şeye en derin hisle tutkundu. Şehre bir kapı açılmış, kapıdan bütün aşk kelimeleri, her bir sokağı amansız bir aşık haline getirmişti. Yavuz, kalpteki aşkı değil, aşkın kalbindekini istiyordu. Boğazın nazlı akan suları, gümüş levhalara yazılmış bir hat gibi iki kıyının eteklerinde süzülüyordu. Koca Karadeniz, sarayın kuzeyinden kıvrıla kıvrıla geliyor; batıdan Haliç, o altın boynuz, yanıp yanıp sönüyor; güneyde Prens adaları, unutulmuş bir kayık gibi suda dalgalanıyordu.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.