Biz de bu hikayede birbirine sarılmış iki kadın olarak yapayalnızdık. Ancak birbirimize tutunabilmiştik. Bu koskoca kainatın içinde sadece birbirimizden medet umuyorduk. Yüreğimizdeki kanlı labirentler bize yol gösteriyordu. Hiçbiri yere ait değildik. Öylece hiçliğe doğru yürüyorduk. Yaşamanın bakire olmadığını bilerek. Getto bloklarının arka sokaklarında sokak lambaları, karanlığı yararak görevlerine bağlı bir biçimde göz kırpmayı sürdürüyordu. Muayeneden çıktığımız andan beri sanki nispeten durmuş olan yağmurun yolunu aydınlatıyordular. Her an başlayabilirdi yağmur. Bulutlar onu vaat ediyordu. Lambalar buna inanıyordu. Ben de inanıyordum. Ayşe’nin ise herhangi bir şeye hiçbir hali yoktu.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.