Kendimiz dediğimiz şeyi büyük oranda yine kendimizin inşa ettiğini, başımıza gelenleri bildiğimizi sanırız.
n
Kendimizi sevmediğimizde sevilmeye layık olmadığımızı düşünürüz; kendimizi onaylamadığımızda bunu yine kendimiz yapıyoruz zannederiz.
n
Zorunda olduklarımızı, kaçındıklarımızı, korktuklarımızı, boyun eğdiklerimizi, uyum sağladıklarımızı, seçimlerimizi hatta kendimizi görmezden gelişimizi bile kendimizden biliriz.
n
İçimizde çalan siren seslerini gerçekten içimizden geliyor sayar; aynamızın bize bizi gösterdiğini düşünürüz.
n
Oysa bireysel tarihimizin kendimizi yazdığı dönemde çoğu zaman kalem bizim elimizde değildir. Dahası, birçoğumuz bize bizi gösteren ve bize bizi sevdirecek o değerli aynadan mahrum bırakılmışızdır. Üstelik bu ağır mahrumiyetimizi ifade etmemiz, hatta hissetmemiz bile yasaklıdır.
n
Kendimizden başka kimseyi suçlamaya hakkımız yoktur.
n
Boş aynamızın yerine bu kitabı koyabilirsek, şifaya giden yola çıkacağımıza eminim.
n
Elinizdeki kitabın bizzat tanımadığım yazarı Dr. Karyl McBride’a derin bir şükranla…
n
(Tanıtım Bülteninden)
n