Arkadaşını Davet Et


Veysel TekelioğluEdebiyat - RomanYitik Balta
Veysel TekelioğluEdebiyat - RomanYitik Balta

Yitik Balta (9786053422716)

5,00
Para Puan : 100
İndirim Oranı : %54 İndirim
KDV Dahil : $31.31
İndirimli : $13.46  + KDV
KDV Dahil : $14.40
Barkod : 9786053422716


İdamın arifesinde yolda karşılaştığı arkadaşı tanıdığı birinin idam edileceğinden bahsetmişti ama ismini söylememişti… "Kirli tabancayı…" dedi şaşırmış bir ses tonuyla. "Niçin almış ki durup dururken?" "…Çekmeseydi o tetiği; onlarca, yüzlerce, binlerce, sayısız senaryo…" "Hazreti İbrahimin Baltası!" diye bir şey var mıydı, varsa bugüne kadar çürümeden sağlam kalmış olabilir miydi?

Kâbe bütün haşmetiyle siyah bir inci misali önlerine çıkıverdi, muhteşemdi. Müthiş bir çekim gücü vardı. Sessizliğe bürünmüş bütün duaları mıknatıs gibi kendine çekiyor, birleştiriyor, gökyüzüne yükseltiyor hissi veriyordu. Gözlerin Kâbeden ayrılması mümkün olmuyordu. Çakılıp kalınıyordu. Dört yüz kırk kilometrelik yolu, volkanik kayaları, çölleri aşarak geçeceklerdi ama önemli değildi. Peygamberin gittiği yoldan gidecek, bastığı toprağa basacak, içtiği sudan içeceklerdi.

Hazreti Muhammedin soyundan gelenlerin yaşadığı, bu soylu insanların eski zamanlarda develerle Medineden Mekkeye giden Türk hacılarına, "Bizimkiler geldi." diyerek deve sütü ikram ettikleri rivayet edilirdi ama şimdiki zamanlara onlardan sarkan olmuş muydu, onu bilmek imkânsızdı. "Dizlerinin üstüne çök, son duanı yap." dedi. "Sen adamlıktan anlamıyorsun." "Bu iş gevşekliğe gelmez." dedi Büyük Çoban her an kızacak gibi. "İbrahimin Baltası parçaladı ilahlarımızı, yeniden inşa ettik Kâbede, yine parçaladılar. Sonra gizledik onları Muhammedin örtüsüyle. Görünmesinler, bilinmesinler diye. En büyük tehdittir ilahlarımıza Muhammed özü sevdalıları.".
(Tanıtım Bülteninden)



bSayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Akçağ Yayınları

İslami Kitaplar 4
KÜ-5
Dini Kitaplar

İdamın arifesinde yolda karşılaştığı arkadaşı tanıdığı birinin idam edileceğinden bahsetmişti ama ismini söylememişti… "Kirli tabancayı…" dedi şaşırmış bir ses tonuyla. "Niçin almış ki durup dururken?" "…Çekmeseydi o tetiği; onlarca, yüzlerce, binlerce, sayısız senaryo…" "Hazreti İbrahim'in Baltası!" diye bir şey var mıydı, varsa bugüne kadar çürümeden sağlam kalmış olabilir miydi?

Kâbe bütün haşmetiyle siyah bir inci misali önlerine çıkıverdi, muhteşemdi. Müthiş bir çekim gücü vardı. Sessizliğe bürünmüş bütün duaları mıknatıs gibi kendine çekiyor, birleştiriyor, gökyüzüne yükseltiyor hissi veriyordu. Gözlerin Kâbe'den ayrılması mümkün olmuyordu. Çakılıp kalınıyordu. Dört yüz kırk kilometrelik yolu, volkanik kayaları, çölleri aşarak geçeceklerdi ama önemli değildi. Peygamber'in gittiği yoldan gidecek, bastığı toprağa basacak, içtiği sudan içeceklerdi.

Hazreti Muhammed'in soyundan gelenlerin yaşadığı, bu soylu insanların eski zamanlarda develerle Medine'den Mekke'ye giden Türk hacılarına, "Bizimkiler geldi." diyerek deve sütü ikram ettikleri rivayet edilirdi ama şimdiki zamanlara onlardan sarkan olmuş muydu, onu bilmek imkânsızdı. "Dizlerinin üstüne çök, son duanı yap." dedi. "Sen adamlıktan anlamıyorsun." "Bu iş gevşekliğe gelmez." dedi Büyük Çoban her an kızacak gibi. "İbrahim'in Baltası parçaladı ilahlarımızı, yeniden inşa ettik Kâbe'de, yine parçaladılar. Sonra gizledik onları Muhammed'in örtüsüyle. Görünmesinler, bilinmesinler diye. En büyük tehdittir ilahlarımıza Muhammed özü sevdalıları.".
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Akçağ Yayınları
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR