"İçin öyle yaralı ki evreni keşfe çıkmış bir astronot gibi iç acılarının çekimine karşı koya koya geziyorum ruhunun toprağında."
Ne çok incitenin varmış, ne çok öldürmüşler seni.
n
Nasıl oluyor, demeyin bana; öldürenler iyi bilir!
n
Avuçlarımda henüz sıcak bir cinayetin faili meçhul kalp atışları. Dilimde ezber ettiğim dualar, yanı başımda daha önce hiç tanımadığım korkular.
n
Ruhumun duvarlarında yankılanan ses sonra,
n
Hesap sor onlardan! Ben giderken sana "kendimi" emanet ettim.
n
"Kaçmak mümkün değildi.
n
Yine aynı senaryonun başrolünde olacaktık belki.
n
Sadece alüminyum folyolara sarılmış kahraman sandığımız karakterler değişecekti!"
n
Birbirimizi kaybederek aradık, yitirerek tamamladık.
n
İyi mi yaptık, kötü mü; bilemedik.
n
Aklı başında sevmeyi hiç beceremedik!
n
Güzel şeyler dahi yazılmış olsa kadere, betimlemelere takılıp, düşüp kavgaya tutuştuk, yangını başlatan saman çöpünü bağımsızlaştırıp hakem tuttuk. Alnımıza yazılanı şeytan bile okuyup anladı da biz anlamak için hatim indirdik.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n