Yanan, yıkılan, çözülen, kaybolan bir dünyada; acısıyla, kederiyle, sevinciyle, umuduyla, aşkıyla kimsesiz bir insanlık anıtına, yıkılmasın diye omuz veriyor İmdat Gönülal.
Yüreğinin mürekkebine batırılmış dizeleri; insanın, insan olmaktan gelen özünü anımsatıyor bize bir kez daha.
Ruhumuzdaki kiri-pası silip atıyor...
“Kitaplarım kaldı Son ekmek parasıyla alınmış, Kasetlerim kaldı İçinde amansız yalnızlığımın türküleri Şiirlerim kaldı Sevdadan umuttan yana Mutluluğum, mutsuzluğum kaldı, Kavgalarım kaldı Kızlarımın kokuları kaldı Geceleri kokladığım Onca ömür kaldı Geri gelmeyen Onca acı, onca gözyaşı kaldı.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.