Sultanım;
n
Kan kırmızı açan çiçeğin adına gül-i hamra (kırmızı gül) demişler.
n
İşte o senin remzin Sultanım.
n
Kalabalıklar içinde müzmin yalnızlığımın tesellisi o işte, senin mübarek adın işte...
n
Yaralı gönlümün dermanı olan, adının tecellisi işte...
n
Ya Râsûlallah!.. Seni sevmeye namzet gönüller şimdi asrın garipleri oldular. Şimdi karanlık camların ardından bakakalmış, yolunu gözleyen hüzünlü gözler ve bir gün bir muştu gelir senden umuduyla bekleşiyorken yıllar yılı...
n
Gün gelir birden bir ışık huzmesi vurduğunda camlara, işte o gün bırakır yerini sekineye, bu yorgun akşam, yılgın geceler, karamsar zamanlar...
n
Doğ evlerin odalarına güneş gibi Ya Nebi (sav)!.. Darmadağın olduğumuzdan beri biz, kaybolduğumdan beri ben, kemal bulsun öncekiler gibi, hakiki sevginle, ilahi aşkla, bütün âlemler yeniden!..
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n