Güneş, uzun tarlalara vurmaya başlamışken, gübre küreklerle sepetlere dolduruluyordu. Kadınlar, sepetlere konan kırk, elli kilo gübreyi tarlaya taşıyorlardı. Biz de teknemize doldurulan gübreyi tarlanın dibine döküyorduk.
Hafiften esen rüzgâr gübrenin kokusunu, çayırlara, bayırlara çarptırarak ormanlara doğru sürüklüyordu…
Tohum, güneşin ve toprağın baskısına daha fazla dayanamadı, sonunda büyük bir acıyla ortadan “çat” diye çatladı. Ancak, bu acı, çoğalmayı müjdeleyen, mutluluğa dönüşecek bir acıydı…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.