"Bir ara durup yüzünü, göğün o sonsuzluğuna dikti. “Her şey bu sonsuzluk gibi bomboş…” diye içinden geçirdi. Sonra dönüp gölün sahilindeki tahta banka oturup o şişman, kısacık ayaklarını zor da olsa, üst üste atıp bir sigara yaktı. Kocaman göl alabildiğine mavi ve sessizdi. Kısmetini gölde arayan martıların, o yamyam çığlıkları da yoktu. Genelde böyle olurdu. Dalga olmayınca, balıklar yüzeye pek çıkmazdı. Bu da martıların işini zorlaştırırdı. Ancak fırtınalı havalarda, göl yüzeyinin dalgalandığı zamanlarda, daha iyi balık yakalayabiliyorlardı. O böyle gölün derinine dalmışken omzuna dokunan ele dönüp baktı."
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.