İslâm’ın özü, ruhu ve İslâm medeniyetini ayakta tutan yegane iksir “Tevhid”dir. Bunun sosyal versiyonu ise “Vahdet” tir. Peki yüce değer olan Tevhid, neden mümin ve muvahhitler arasında sosyal versiyonu olan “Vahdet”e dönüşmüyor?
n
“İman” neden “eman” toplumlarını inşa etmiyor? Neden insanlar arasında güven tesis etmiyor? “Müslimanlığımız” neden selamı (barışı) gerçekleştirmiyor? Bu kitapta bunların cevabını bulmaya çalıştık!
n
Tevhid inancı Yüce Yaratıcı’nın insanlara en büyük lûtfudur. Tevhid; Allah’ın her şeyin tek, mutlak ve üstün Yaratıcı olduğunu kabullenmektir. Tevhid; mutlak birlik ve vahdetin celâl ve âzametinin seslendirilişidir! Tevhid; tüm tefrika, ayrıştırma ve bölünüp parçalanmaların, hürafe ve batıl inançların, yersiz kavga ve çekişmlerin, ötekileştirme ve dışlamaların panzehiridir!
n
Tevhid; mensuplarını “biz ve ötekiler” diye ikiye ayırmaz. Hatta tüm insanlığı dil, ırk, renk ve etnik köken olarak asla tasnif etmez! Kâinatı dahi doğu, batı, güney, kuzey diye ayırmaz!
n
Tevhid; tüm insanları en yüce varlık olan Halik’in vahdeniyetinde birbirine bağlar! Tevhid ve vahdet olmadan insanlık medeniyetinin inşası mümkün olmaz!
n
Tevhid; akıl sahibi olanlara insanlığını hatırlatır. İnsanlığın en temel özelliği ise “Vahdet/Birlik” içerisinde olmak, birlikte medeniyet kurmak ve ortak değerlerini yaşayıp yaşatmaktır!
n
Unutmayalım ki “ Vahdeti olanın Tevhidi vardır!” , “Tevhidi olmayanın Vahdeti yoktur!”
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n