Gölge gibi takip ediyordu; fark edilmediğinden emindi. Kâh kalabalıklara dalmışlar, kâh tenha ara sokaklara sapmışlardı. O önde, kendisi arkada dur durak bilmeden yürüyorlardı.
Hiçbir yere uğramadı; hiçbir yere uğramadılar. Ne kalabalıklardaki insan simaları dikkatlerini çekmişti, ne mağaza vitrinleri. Acele yürüyordu; acele yürüyorlardı. Belli ki, işi vardı; belki bir randevusu, belki bir Programı… Amaçsız, avare gezmiyordu, besbelli. Öyleyken, nasıl olmuştu da dikkatini çekmişti; kendisi de anlayabilmiş değildi.
Selami Güder
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.