Bazı geceler sahip olduğu karanlıktan daha boğucu, dikenli nefes… Aldığın yaranın kabuğunu düşünerek dalıp gittim. Bana hediye ettiğin kabuk… Gecemi saran birkaç dize dirildi. Onlarla büyük bir savaş verdim, sana yakışacak bir şiirle dizginleyebilmek için. Bitkin düşüp uyumuşum, gün ağarmaya yüz tutunca. Bak işte bakk, yine başlıksız!:
nn
En sert kayayı yontmak kadar zor
nn
Gözlerinde gizlenmiş beni bulmak
nn
Yeşil, yani yosun, taşın kabuğu
nn
yumuşatmaya yetmiyor bazı taşları
nn
bazı acıları yumuşatmaya yetmeyen sözler gibi
nn
rüzgâr en kararlı saçlarında ömür bulmuş kadar heyecanlı,
nn
her nefeste
nn
şimdi kabuğu düşmüş küçük
nn
ama derin yarayı dizelerle sarma gayretidir bu şiir
nn
birlikte aldığımız yaranın kabuğunu
nn
avucuma armağan ettiğinden bu yana
nn
hiçbir ateş kabuk bağlamaz
nn
yüreğin de derisi yok zaten
nn
geçmişte yara almış da şimdi kanıyor gibi
nn
(Başını ellerinin arasına alır ve susar. Sahne kararır.)
nn
nn
(Tanıtım Bülteninden)
nn
nn
n