Arkadaşını Davet Et


Ähnliche Produkte
Kuranı Kerim Açıklamalı Meali - Metinsiz Meal - Cep Boy - Diyanet Vakfı Yayınları
Kuranı Kerim Açıklamalı Meali - Metinsiz Meal - Cep Boy - Diyanet Vakfı Yayınları
Kuranı Kerim Açıklamalı Meali - Metinsiz Meal - Cep Boy - Diyanet Vakfı Yayınları
Kuranı Kerim Açıklamalı Meali - Metinsiz Meal - Cep Boy - Diyanet Vakfı Yayınları

Kuranı Kerim Açıklamalı Meali - Metinsiz Meal - Cep Boy - Diyanet Vakfı Yayınları (003542)

0,00
Lieferant : Minber
Geldpunkte : 100
Strichcode : 9789753898171

Eser Özellikleri:

Yayınevi: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
Hazırlayanlar: Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN
Prof. Dr. Ali ÖZEK
Prof. Dr. İbrahim Kâfi DÖNMEZ
Prof. Dr. Mustafa ÇAĞRICI
Prof. Dr. Sadrettin GÜMÜŞ
Doç. Dr. Ali TURGUT
Kapak Kalitesi: Ciltli
Sayfa Kalitesi: İthal Kağıt
Sayfa Sayısı: 633 Sayfa
Ebat: 9x12 cm

218 gr.

ÖNSÖZ

Başlangıçta Dünya İslâm Birliği'nin talebi üzerine hazırlanan ve ilk baskısı 1982 yılında gerçekleştirilmiş olan bu meâl, işbölümü esasına göre yapılan bir çalışma ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Bu çalışma çerçevesinde heyet üye-lerinden Ali Özek 1-48, 581-604; Hayreddin Karaman 76- 126; Mustafa Çağrıcı 49-62, 281-358; İbrahim Kâfi Dön ve not;mez 63-75, 358-420,561-580; Sadreddin Gümüş 127-280; Ali Turgut 421-560. sayfaları tercüme etmiş ve açıklayıcı notlar koymuşlardı.

Daha sonra, gerek heyetin bilgisi dışında yapılan ilâ-velerin çıkarılması ve baskı hatalarının düzeltilmesi, gerekse meâlin ve açıklamaların heyet halinde gözden geçirilmesi için üçerli gruplar halinde ve tam heyet olarak birkaç müşterek çalışma yapılmıştır.

Bu meâl, açıklamalardan anlaşılacağı üzere bir kişinin değil, bir heyetin eseridir. Bir âyeti, asıl manası ve hükmü değişmeksizin birkaç türlü ifade etmenin mümkün olduğu yerlerde heyet üyelerinin üslûplarına dokunulmamış, böylece erişilmez güzelliklere, meâl çerçevesinde ifade edilemez mânâ ve sırlara sahip İlâhî kitabın zenginliği, küçük bir ölçekle de olsa meâle yansıtılmıştır.

Kur’ân-ı Kerim, derinliği ve genişliği sonsuz bir deniz gibidir. Bugüne kadar yapılmış bulunan tefsir, tercüme ve açıklamalar insanlara, o sonsuz denizden birer parça sunmuştur. Heyet olarak bu saadet denizinde bir müddet sizin için keşfe çıkmış olmaktan ve size bazı güzelliklerini sun-muş olmaktan mutluyuz.

Son heyet çalışması sırasında âni bir rahatsızlık sonucu vefatından derin hüzün duyduğumuz Doç. Dr. Ali Turgut'u hayırla yâdediyor, kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyoruz.

Cenab-ı Mevlâ'dan niyazımız, cümlemizi dünyada imandan ve Kur'ân'dan mahrum bırakmaması, hitâbım anlama ve bütünüyle hayatımıza yansıtma cehdimizde inâyetini lütfeylemesidir.

HEYET

KUR’AN ve ME ve Acirc;L


Kur'an bir hidayet ve i'câz kitabıdır. O, insanlığı doğru yola iletmek üzere gönderilmiş eşsiz bir mucizedir.

"Kur'ân", kelime olarak "okumak" anlamında bir mastardır. Ancak, dünyada en çok okunan ve okunacak kitap olduğu için ism-i mef ul anlamında kullanılmıştır. Mushafın tamamına Kur'an denildiği gibi, bir kısmına hatta bir âyetine de Kur'an denir. Kur'ân-ı Kerim'in başka adları da vardır; fakat en yaygın olanı Kur'an'dır. Diğer adlarından bazıları şunlardır: Kitâb, Furkan, Zikr, Tenzil. Meşhur olan sıfatları arasında da şunlar sayılabilir: Mübîn, kerîm, nûr, hüdâ, rahmet, şifâ, mev'ıza, büşrâ, beşîr, nezir, aziz.

Çeşitli özelliklerini gözönünde bulundurarak Kur'an'ı şöyle tanımlamak mümkündür: "Kur'an, Hz. Muhammed'e 23 yıllık peygamberlik süresi içinde, Arap dilinde ve vahiy yoluyla indirilen, Fâtiha sûresiyle başlayıp Nâs sûresiyle biten, mushaflarda yazılı olup mütevâtir olarak nakledile gelen, tilâvetiyle ibadet edilen mucize kelâmdır."

Kur'an'ın 23 yıl boyunca değişik sebeplere ve şartlara göre farklı zamanlarda inzâl buyurulması, onun, irşat ve ıslah etmek istediği insanın psikolojisine uygun bir tedavi ve terbiye yöntemi izlemesi ile yakından ilişkilidir. Zira akıl sahibi bir varlık olan insan, öğrenme, kavrama ve intibak etme yeteneğini haizdir. İnsanın, herhangi bir şeye alışıp intibak etmesi gibi, öğrenip alışkanlık haline getirdiği bir davranışı terketmesi de zaman ve çaba gerektirir. İşte bu sebebe bağlı olarak Kur'an zaman aralıklarıyla inmiştir.

Hz. Peygamber Kur'an'ı vahiy olarak almış, kendi tarafından hiçbir şey ilâve etmeden ve hiçbir eksiltme yapmadan onu aldığı şekliyle ümmetine tebliğ etmiştir.

Kur’an, lafızlarıyla ibadet edilen bir kitaptır. Namaz gibi temel ibadetlerde okunmasının yanısıra, Kur'an'ı ayrıca okumak, dinlemek, yazılarına bakmak, başkasına okutmak ve öğretmek de ibadettir.

Namaz kılmak farz olduğu gibi, Kur’an'dan, namazlarda okunacak miktarı öğrenip ezberlemek de farzdır. Bu farizayı yerine getirmek Kur'an tercümesini ezberlemekle mümkün değildir; bir başka anlatımla, Kur'an tercümesi ile namaz kılınmaz. Her Müslüman, biraz gayret sarfederek Kur'an'ı aslından okumayı öğrenmelidir. Şu var ki, Kur'an'ın tercüme ve tefsirlerini okumak da sevaptır.

Kur'an, lafzı ve manasıyla mucizedir. Kur'an'ın mucize oluşu, onun benzerinin insanlar tarafından meydana getirilmesinin mümkün olmadığı gerçeğini ifade eder. Gerçekten, Kur'ân-ı Kerim, inişi, okunuşu, yazılması, muhafazası, tertip ve tanzimi, meseleleri ele alış tarzı, ahiret âle-minden bilgi vermesi, verdiği haberlerin doğruluğu gibi pek çok hususta, insanlar tarafından telif ve tertip edilen eserlerden tamamen farklıdır.

Üslûp bakımından da Kur'an, hiçbir esere benzemez. Zira insanların meydana getirdiği eserler ya şiirdir veya nesirdir. Kur'an ise, ne şiirdir ne de nesirdir. Ayrıca Kur'an'da, hiçbir eserde görülmeyen zengin ve eşsiz bir musikî vardır. Bu musikîyi yansıtmak için Kur’an'ın tamamı tecvîd ve tertîl ile okunur.

Kur'an Allah kelâmı olduğundan kadîmdir (ezelîdir); onun için Türkçe'de Kur'an "Kelâm-ı Kadîm" diye de amin*. Bizim dillerimizle okuduğumuz, kulaklarımızla işittiğimiz, kalemlerimizle yazdığımız, gözlerimizle gördüğü-müz, ellerimizle tuttuğumuz mushaf, kadîm olan asim madde âleminde tezahüründen ibarettir. Kur'an'm kadîm olan aslı levh-i mahfuzdadır. Kur'an önce levh-i mahfuzdan Beytü'l-izze denilen bir makama topluca indirilmiştir ki, buna "inzâr'; oradan parça parça Cebrail (a.s.) vasıtasıyla vahiy olarak Peygamberimize gönderilmiştir ki buna da "tenzil" denir.

Esasen Hz. Peygamber'in bütün tebliğleri vahiy kay-naklı olmakla birlikte, bunların hepsi Kur'an kapsamına girmez. Şöyle ki: Allah tarafından vahiy olarak indirilen ve yukarıdaki tarif çerçevesine giren lafızlara "Kur'an", manası vahyedilip lafızları Peygamber Efendimiz tarafın ve not;dan Yüce Allah'a nisbet edilerek söylenen sözlere "hadis-i kudsî", bunların dışında Hz. Peygamber'in kavil, fiil ve takrirlerini (onaylarını) aktaran sözlere de "hadis-i nebevî" (kısaca "hadis") adı verilir.

Kur'an Arapça olarak bütün insanlığa gönderilmiştir. Buna göre, Kur'an'ı insanlara tebliğ etmenin iki yolu vardır: Ya bütün insanlara Arapça'yı öğretmek, yahut Kur'an'ı başka dillere çevirmek. Bütün insanlara Arapça'yı öğretmek imkânsızdır ve buna gerek de yoktur. Nitekim Kur'an'da, muhtelif dillerin varedildiği ve bunun Allah'ın varlık ve kudretinin delillerinden olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, Kur'an'm başka dillere çevirilmesi gereği ortaya çıkmaktadır.

Esasen, Kur'an'm bütün insanlığa ulaştırılması iki şekilde gerçekleşebilir:

1-Lafızlarıyla ibadet edilen bir kitap olması sebebiyle Kur'an’ın Arapça metninin bütün insanlara ulaştırılması. Böylece herkes, onu okuma, dinleme, ezberleme, ibadetlerinde okuma, manasını anlamadığı halde onunla duygulanma imkânına sahip olur. Nitekim asırlardan beri Müslü- manlar, Kur'an'ın Arapça aslını okumakta, hatta hafızlar onu baştan sona ezberlemekte ve kıraâtıyla duygulanıp duygulandırmaktadırlar.

2-Kur'an'ın Arapça'dan başka dillere tercüme edilmesi ve Arapça dahil değişik dillerde tefsirinin yazılması. Bu nokta gözönünde bulundurularak, Kur'an günümüze kadar dünya dillerinin pek çoğuna tercüme edilmiş, bazı dillerde de tefsiri yapılmıştır. Kur'an'ın anlamını harfi ter ve not;cüme yoluyla başka dillere aktarmak mümkün olmadığıından, bu alanda yapılan çeviriler (sözlükte "varılacak sonuç" manasına gelen) "meâl" terimiyle anılır.

Şurası bir gerçek ki, dünyada hergün çok sayıda insan, gerek Kur’an'ın aslını okumak ve dinlemek suretiyle gerekse Kur'an tercümelerini okuyarak Müslüman olmaktadır. Bu da, Kur'an'ın lafız ve manasıyla mucize oluşunun ve bütün zamanlarda tazeliğini koruyuşunun çarpıcı delil ve not;lerinden biridir. Kur'an'ın tercüme ve tefsirleriyle eşsiz yönleri ortaya konurken, çok sayıda insan kıyamete kadar bu yolla hidayetten nasibini alacaktır.

İNDEKS

1-AHL ve Acirc;K XII
2- ve Acirc;İLE DÜZENİ XVI
3-ALLAH XVIII
4-ALLAH’IN SIFATLARI XXI
5-DİNLER, İNANÇLAR, İYİ VE KÖTÜ YOLLAR XXIII
6-İB ve Acirc;DET XXV
7-İKTİS ve Acirc;Dİ HAYAT XXVI
8-İLİM, AKIL, TEFEKKÜR XXVIII
9-İNSAN XXX
10-KEVNÎ (Kozmolojik) AYETLER XXXII
11-KUR’AN XXXIII
12-KUR’AN’DAN ÖNCEKİ KİTAPLAR XXXV
13-MÜ’MİN-MÜSLÜMAN,K ve Acirc;FİR, MÜN ve Acirc;FIK, MÜŞRİK XXXV
14-ÖLÜM VE SONRASI XXXVII
15-PEYGAMBER (S.A.V.) XL
16-PEYGAMBERLER VE KAVİMLERİ XLII
17-SAVAŞ-CİHAD XLVIII
18-TOPLUM DÜZENİ I
19-YER İSİMLERİ II
20-MUHTELİF MEVZULAR III

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: DE