Hepimiz aynı manzaraya farklı katlardaki pencerelerimizden bakan aynı evin sakinleriyiz aslında.
n
Kimimiz pencereden yarı belimize kadar sarkmışız, kimimiz perdenin arkasından sessiz sedasız gözlüyoruz dünyayı. Kimimiz aşağıya, kimimiz yukarıya dikmiş gözünü. Kimimiz dümdüz ileriye odaklanmış, kimimizse aheste aheste bir o yana, bir bu yana dolaştırıyor bakışlarını.
n
Hepimizin penceresinin görüş açısı bir başka.
n
Birisi baktığı yerden karşıdaki ağacın toprakla buluştuğu bedenini görürken, bir diğeri kendi penceresinden aynı ağacın tepe dallarını görüyor.
n
Daha uzakları görebilenler, daha yakınları daha ayrıntılı seçebilenler hep bu pencerelerin sakinleri.
n
Birisinin gördüğünü bir diğerinin görmüyor olması görülmeyenin yok olduğu anlamına gelmiyor.
n
Bunu en iyi, bakışlarını her yöne çevirebilenler biliyor.
n
Kendi penceresinden bakarken gördüklerini tek hakikat varsayıp, diğer görüş açılarını yok saymaya başlayanlar hakikatten gittikçe uzaklaşıyor, kendi dünyaları içerisine sıkışıp, orada köhneyip kalıyorlar.
n
Pencerelerini dünyaya açan, her pencereden dünyaya başka bir göz ile bakanlar ise zenginleştikçe zenginleşiyorlar.
n
Bu kitap benim penceremden görünenleri anlatıyor sizlere.
n
Önce kanatlarını hafifçe araladığım, sonra da sonuna dek açtığım penceremden…
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n